Cumartesi, Şubat 10, 2007

Okullarda derslik açığı sorunu bitti
ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullardaki derslik açığı sorununu büyük oranda çözdü. Hayırseverler yardımıyla son dört yıl içinde en kaliteli malzemeden her biri 30 kişilik olan 100 bin derslik yapıldı.

Milli Eğitim Bakanlığı, kalabalık sınıflar ve bir sırada üç kişi oturan öğrenci görüntüsünü kaldırmak için harekete geçerek, derslik açığını büyük oranda kapattı. MEB Yatırımlar ve Tesisler Daire Başkanı Prof. Dr Abdussamet Arslan, 4 yılda 100 binin üzerinde derslik yaptıklarını belirterek, "Bu 6 milyon öğrencinin eğitim göreceği yer anlamına gelir" dedi.

Laboratuarları, dernek ve faaliyet odaları ayrı olan dersliklerin standartları da bir hayli yüksek olan sınıfların 30'ar kişilik olduğunu belirten Arslan, "Öğrencilerin soluyacakları hava hesaplanarak yapıldı. En kaliteli malzemeler kullanıldı. Derslik yapımında hayırseverlerin de rolü büyük. Dersliklerin dörtte birini hayırseverler yaptırdı. Buda 22 bin civarında derslik anlamanı geliyor. 2007 yılında Türkiye'nin derslik açığının 40 binlere kadar indi" diye konuştu.
Ders zili Pazartesi günü çalacak
Ankara - İlköğretim ve ortaöğretim okullarında ikinci yarıyıl 12 Şubat Pazartesi günü başlıyor.

14 milyon öğrenci ile 600 bine yakın öğretmenin ikinci dönemdeki ders maratonu yaklaşık 4 ay sürecek. Öğrenciler, 19 Haziran 2007 Salı günü karne alacak ve 3 aylık yaz tatili başlayacak.

Öğrenciler açısından 2006-2007 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, sınavlar nedeniyle ilk yarıyıldan daha yoğun geçecek.

Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerinde okumak isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri, 10 Haziran 2007'de gerçekleştirilecek Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na (OKS), lise son sınıflarındaki öğrenciler de 17 Haziran 2007'de Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS), üniversitelerin yabancı dil ile ilgili bölümlerinde okumak isteyen adaylar da 24 Haziran 2007'de Yabancı Dil Sınavı'na katılacaklar.

ÖSS ve YDS'ye başvurular da 12 Şubat Pazartesi günü başlayacak ve 23 Martta sona erecek.İlköğretim okullarının 5, 6 ve 7. sınıf öğrencileri ile liselerin 9, 10 ve
11. sınıflarında okuyan öğrenciler, 6 Mayıs 2007'de Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na girecekler.

Öte yandan, 2006-2007 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısında eğitim ordusuna 10 bin yeni öğretmen katılacak. Kadrolu alınacak öğretmenlerin atamaları
bugün gerçekleştirilecek. Sözleşmeli öğretmenlerden kadroya geçenlerin yerine yeni sözleşmeli öğretmenler alınacak. Yeni öğretmenler, ikinci yarıyılda göreve
başlamış olacak.
ÖSS'ye başvurular Pazartesi başlıyor
Ankara - Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş için başvurular pazartesi başlıyor.
2007-ÖSS'ye lise son sınıf öğrencileri, lise son sınıfta beklemeli durumda olanlar, ortaöğretim kurumlarının dışardan bitirme sınavına girenler, lise mezunları ve ortaöğretimlerini yabancı ülkelerde yapanlar başvurabilecek.

Ayrıca durumları bu şartlardan birine uyan yabancı uyruklu ve uyruksuz adaylar da başvuruda bulunabilecekler. Ancak bu adaylar, ÖSS puanlarına göre 2007
ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'nda yer alacak yükseköğretim programlarına yerleştirilemeyecek.

Lise son sınıfta okuyan öğrenciler, okullarının bağlı olduğu başvuru merkezlerinden, mezun durumda olanlar istedikleri herhangi bir başvuru merkezinden, içinde 2007 ÖSYS Aday Bilgi Formu da bulunan 2007-ÖSYS Kılavuzu'nu 2 YTL karşılığında alabilecekler.

2007-ÖSS'ye başvurulara, sınavsız geçiş dahil, ilişkin başvurma, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili kurallar ve işlemler, 2007-ÖSYS Kılavuzu'nda yer alıyor.
MEB 9 bin 906 öğretmen atadı
Ankara (AA) - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 9 bin 906 kadrolu öğretmen atadı.
Öğretmen atamaları nedeniyle, MEB Başöğretmen Salonu'nda tören düzenlendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Rize Kültür Merkezi'nden uydu konferans sistemiyle törene bağlandı.
Bakan Çelik, yaptığı konuşmada, hükümete geldiklerinden beri bakanlık bünyesinde kadrolu, sözleşmeli ve usta eğiticilerle birlikte 264 bin kişilik istihdam yarattıklarını söyledi. Bugün çoğunlukla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle az sayıda da İç Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerine atama yapılacağını belirten Çelik, "5 gün sonra atayacağımız 5 bin sözleşmeli öğretmen ise ağırlıklı olarak Batı illerine verilecek" dedi.
Ağustos ayının sonuna kadar 15 bin sözleşmeli, 10 bin de kadrolu öğretmen atamayı planladıklarını kaydeden Bakan Çelik, 2007 yılında eğitim kadrosuna toplam 40 bin öğretmen katılacağını bildirdi.
Daha sonra Başbakan Erdoğan, atamaları yapmak için bilgisayarın başına geldi. Atamaları başlatmak için salondaki izleyicilerden aldığı sayılarla bir kura numarası oluşturan Erdoğan bunu Ankara'ya bildirdi. Numaranın sisteme girilmesinin ardından bilgisayar tuşuna basan Erdoğan, "hayırlı olsun" dileğiyle kurayı başlattı.
Kura sonucunda 9 bin 742'si ilk atama, 86'sı açıktan, 78'i kurumlar arası atama olmak üzere toplam 9 bin 906 öğretmenin ataması yapıldı.
MEB, 9 bin 800'ü ilk atama, 100'ü açıktan atama, 100'ü de kurumlar arası atama olmak üzere 10 bin kadrolu öğretmen kontenjanı ayırmıştı. Boş kalan 94 kontenjana atamaların Ağustos ayında yapılacağı bildirildi.
Atama sonuçları, ''http:/personel.web.gov.tr'' adresinden öğrenilebilecek.
Atama listeleri ve kararnameler de illere internet yoluyla gönderilecek. Atanan öğretmenler, 12 Şubat Pazartesi günü göreve başlayacak.
Öğretmen atamaları için 37 bin 964 kişinin başvuruda bulunduğu, gerekli şartları taşımayan 358 adayın başvurusunun reddedildiği öğrenildi.
Öte yandan, törenin geç başladığını savunan öğretmen adaylarından birinin eşi, durumu protesto ederek salonu terk etti.
Rektör atama kararı Resmi Gazete'de yayımlandı
Ankara - Anayasa Mahkemesi'nin 15 yeni üniversiteye kurucu rektör atanmasına ilişkin yasa hükmünün yürürlüğünün durdurulmasına ilişkin kararı Resmi Gazete'de
yayımlandı.

Kararda, 5573 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim Kanunu, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 1. maddesiyle değiştirilen 5467 sayılı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu, Yükseköğretim Kanunu, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Telsiz Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un, yeni üniversitelere kurucu rektör atama esaslarını içeren geçici 1. maddesinin, Anayasa'ya aykırı bulunduğundan iptal
edildiği anımsatıldı.

Kararda, bu maddenin uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması
için yürürlüğün durdurulmasına oybirliğiyle karar verildiği kaydedildi.

İptal edilen düzenleme, yeni kurulan üniversitelerin kurucu rektörlerinin 2 yıl görev yapmasını öngörüyordu. YÖK Genel Kurulu'nun, yasanın yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde 4'te 3 çoğunlukla 6 rektör adayı seçmesini öngören düzenleme, Milli Eğitim Bakanı'nın, aday sayısını 3'e indirerek, Cumhurbaşkanı'na sunmasını düzenliyordu.

YÖK'ün, aday belirleme işlemini bir ay içinde sonuçlandıramaması durumunda, Milli Eğitim Bakanı'nın belirleyeceği 3 adayın, Cumhurbaşkanı'na sunulmasını
öngörüyordu.
ÖSS'nin şampiyonu Fen Liseleri
Ankara - 2006 Öğrenci Seçme Sınavında (ÖSS), yüksek öğretim kurumuna yerleşmenin ön koşulu olan ÖSS-1 testini başarıyla çözen okullar sıralamasında
Fen Liseleri başlarda yer alıyor.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) hazırlanan ''Ortaöğretim Kurumlarına Göre 2006-ÖSS Sonuçları Kitabı''na göre, 2006 ÖSS'ye başvuran
herkesin çözmekle sorumlu olduğu ÖSS-1 testinde, 7 bin 84 lise arasından Fen Liseleri başarı sıralamasında öne çıktı. Puanları hesaplananların tümüne göre en
başarılı 10 ortaöğretim kurumu sıralamasında devlet fen liseleri ''Sayısal-1'', ''Sözel-1'' ve ''Eşit Ağırlıklı-1'' puan türlerinde başlarda yer aldı.

ÖSS-1 puanına göre en başarılı iller ise Aydın, Ankara, İstanbul, Adana, İzmir, Manisa, Denizli ve Konya oldu. Tüm puan türlerinde, Aydın Fen Lisesi, Ankara Fen Lisesi, İstanbul Atatürk Fen Lisesi, Adana Fen Lisesi ve İzmir Fen Lisesi ilk beşi oluşturdu. Sıralamada yer alan tek düz lise İstanbul Lisesi ''Sözel-1'' puan türünden listeye girebildi.

Cuma, Şubat 09, 2007

Mezun olamayan öğrencilere sorumluluk sınavı
Ankara (AA)- Mezun olamayan ve sınav hakkı bulunan son sınıf öğrencileri, ikinci dönemin ilk haftasında ve ders kesimini takip eden bir hafta içinde sorumluluk sınavına girebilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Vekili Necat Birinci imzasıyla yayımlanan genelgeye göre, Milli Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle ders kesiminde yapılan sorumluluk sınavlarına ilave olarak ikinci dönemin ilk haftasında da sorumluluk sınavları yapılacak.

İkinci dönemin ilk haftasında ve ders kesiminde yapılacak olan sorumluluk sınavlarına girmeye hak kazananlar şöyle:

''-2004-2005 öğretim yılında hazırlık sınıflarından sorumlu geçen öğrenciler sınava girme hakları bitinceye kadar sorumlu oldukları hazırlık sınıfı derslerinden,
-Daha önceki öğretim yıllarında mezun olamayıp beklemeli durumda olan ve sınav hakkı bulunan son sınıf öğrencileri sorumlu oldukları ders veya derslerden,
-2006-2007 öğretim yılında 11 ve 12. sınıfa devam eden öğrencilerden alt sınıflarda sorumlu ders veya dersleri bulunanlar bu ders veya derslerden,
-2006-2007 öğretim yılında üç yıllık sisteme tabi olarak ayrı sınıf oluşturulan 10 uncu sınıf öğrencileri alt sınıfta sorumlu oldukları ders veya derslerden,
-Üç yıllık sisteme tabi olmalarına rağmen ayrı sınıf oluşturulamadığından dört yıllık sisteme tabi olan 10'uncu sınıf öğrencileri 9'uncu sınıfta sorumlu oldukları ders veya derslerden.''

Öte yandan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarındaki öğrenciler 9 uncu sınıfta sorumlu oldukları meslek derslerinden sorumlu tutulmayacaklar.Yeni ders yılının başlamasından bir hafta önce bitecek şekilde yapılacak olan ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavlarına, sınav hakkı bulunan öğrenciler ile birlikte 2006-2007 öğretim yılında öğrenim gören tüm öğrenciler girebilecek.
Çelik: Gerekçeli kararı bekliyoruz
Ankara (AA)- Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Anayasa Mahkemesi'nin yeni kurulan 15 üniversiteye rektör atamasına ilişkin 5573 sayılı yasayı iptal etmesiyle ilgili, "Yeni bir yol haritası belirlemek için gerekçeli kararı bekliyoruz" dedi.

Çelik, henüz gerekçe ve kararın yayınlanmadığını belirterek, "Ancak, arkadaşlarımızın öğrendiği kadarıyla esas yürütmeyi durdurma ve iptal gerekçesi, YÖK Genel Kurulunun dörtte üçlük bir çoğunlukla tespit ettiği adayları MEB'e teklif etmesidir" dedi.

Şu anda bir boşluk doğduğunu dile getiren Bakan Çelik, ''2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13. maddesi, şu anda kurulu bulunan eski üniversite dediğimiz üniversitelere rektör atamasını düzenliyor. Ancak yeni kurulan üniversitelere rektör atamasının nasıl yapılacağı konusunda yasalarımızda bir hüküm bulunmuyor. Dolayısıyla bu boşluk tekrar devam ediyor. Gerekçe ve karardan sonra Hükümet bunu inceleyecektir. Gerekli olan neyse onu yapacaktır'' diye konuştu.
"Çok çalışmalısın" baskısı kaygıyı artırıyor
ANKARA (AA)- Çocuklar üzerinde kurulan ''çok çalışmalısın'' ve ''ders çalış'' baskısı, kaygıyı artırıyor.
Milli Prodüktivite Merkezince (MPM), ilköğretim 4,5 ve 6.sınıfta okuyan 96 öğrenci, ilgili öğretmenler ve 46 veli üzerinde ''Zaman Yönetimi'' konulu araştırma yapıldı.

Başarıya ulaşmada zaman kavramının önemine dikkat çekilen araştırmaya göre, çocukların ''bir sınavdan diğer sınava koşar'' hale gelmesi, çocuğun yaşıtlarıyla yarışır durumda olması sonucunu doğuruyor ve yoğun sınav kaygısına yol açıyor. Bu süreçte çocuğa yapılan ''ders çalış'' baskısı da kaygıyı artırarak, verimliliği düşürüyor.

Araştırma sonuçlarında, zamanı yöneterek başarıya ulaşmak için öğrenci ve velilere de bazı tavsiyelerde bulunuldu. Amaç, hedef ve öncelikler belirleyerek, plan yaparak, kişisel gelişime zaman ayırarak başarıya ulaşılacağını belirtilen araştırmada, ''çok çalışmanın'' değil ''planlı çalışmanın'' başarı getireceğine dikkat çekildi.

Erteleme alışkanlığından vazgeçerek, her gün yarım saat ders çalışan öğrencilerin daha başarılı olduğunu vurgulanarak, çocukların arkadaşlarına da zaman ayırmalarını ve başarılı olma konusunda kendilerine güvenmeleri gerektiği belirtti.

Araştırma sonuçlarında, çocuğun motivasyonunda en önemli faktörün ana-baba takdiri olduğu, velinin çocuğa ders tekrarı ve planlı çalışma konusunda yardımcı olmaları önerildi.
Velilere, okulla sıkı işbirliği yapmaları çağrısında da bulunularak, televizyon programların seçimi ve bilgisayar kullanımı konusunda da dikkatli olunması istendi.

Perşembe, Şubat 08, 2007

Öğretmenlik başvurularında yarın son gün
Ankara - Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) kadrolu öğretmen atamaları için 1 Şubatta başlayan başvuru süresi yarın sona eriyor.

MEB, öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere ilk atama, açıktan atama ve açıktan ilk atama yoluyla 28 branştan toplam 10 bin öğretmen alacak.
MEB'in ''www.meb.gov.tr'' adresli internet sitesindeki elektronik formu dolduran adaylar, yarın saat 12.00'ye kadar başvuru yapabilecek.Hava koşulları nedeniyle başvurularını onaylatmak için gelemeyen öğretmen adaylarının bilgileri, ilgili il veya ilçe milli eğitim müdürlüğü yetkililerince sisteme aktarılarak, başvuru yapmaları sağlanacak.

Adaylar, en fazla 20 okul tercihi yapabilecek. Atama sonuçları 10 Şubatta ilan edilecek, atanan öğretmenler 12 Şubattan itibaren göreve başlayacak.
MEB'in atama yapacağı branşlar, kontenjanları ve taban puanları şöyle:

''Beden Eğitimi (510 kişi-72 puan), Bilgisayar (510 kişi-55 puan), Biyoloji (102 kişi-86 puan), Coğrafya (154 kişi 79 puan), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
(510 kişi-70 puan), Elektronik/Telekomünikasyon (10 kişi-75 puan), Felsefe (154 kişi-81 puan), Fen Bilgisi/Fen ve Teknoloji (460 kişi-84 puan), Görme Engelliler
Sınıf Öğretmenliği (25 kişi-50 puan), İmam Hatip Liseleri Meslek Dersleri Arapça (62 kişi-64 puan), İlköğretim Matematik (1020 kişi-68 puan), İngilizce (1326
kişi-60 puan), İşitme Engelliler Sınıf Öğretmenliği (30 kişi-60 puan), Kuaförlük/Cilt Bakımı (6 kişi-50 puan), Muhasebe grubu (10 kişi-60 puan), Müzik
(460 kişi-50 puan), Okul Öncesi Öğretmenliği/Çocuk Gelişimi ve Eğitim Öğretmenliği (460 kişi-70 puan), Psikoloji (10 kişi-75 puan), Rehber Öğretmen
(510 kişi-50 puan), Resim-İş/Resim/Görsel Sanatlar (358 kişi-68 puan), Sanat Tarihi (12 kişi-75 puan) Sınıf Öğretmenliği (1326 kişi-73 puan), Sosyal Bilgiler
(433 kişi-80 puan), Tarih (204 kişi-82 puan), Teknoloji ve Tasarım (204 kişi-58 puan), Türk Dili ve Edebiyatı/Dil ve Anlatım/Türk Edebiyatı (256 kişi-81 puan),
Türkçe (622 kişi-65 puan), Zihin Engelliler Sınıf Öğretmenliği (256 kişi-50 puan).''
Ailelere internet kullanım klavuzu
Ankara (AA)- Çocukların güvenli internet kullanımı için internet bağlantılı bilgisayar ve oyun aygıtlarının tüm ailenin kullandığı bir odaya ya da merkezi bir konuma yerleştirilmesi ve çocuğun kişisel hiçbir ipucu içermeyen ve hiçbir kişisel anlamı temsil etmeyen bir rumuz ya da e-posta adresi seçmesi öneriliyor.

Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, ''İnternette Güvenlik Kampanyası'' çerçevesinde, internetteki zararlı içerikli siteler, internetin sunduğu teknolojik olanaklar, internet bağımlılığı ve korunma yöntemleri hakkında bilgi veren bir kitapçık hazırladı.

İnterneti, ''Bir taraftan, sıcak evinizden çıkmadan birçok işinizi yapan bir uşak, diğer yandan ise evinizin bir köşesinde canavarları barındıran tehlikeli bir silah'' olarak tanımlayan kitapçıkta, faydalı bir internet kullanımı için ebeveynlere şu öneriler yapıldı:

-İlgi çekici ve eğlenceli web sitelerini çocuğunuzla beraber bulmaya çalışın. İnterneti keşfetmeye yönelik bu olumlu tavır, gelecekte internetle ilgili çocuğun yaşayacağı olumlu ya da olumsuz deneyimleri paylaşabilmeniz için bir fırsat olacak.

-İnternet bağlantısı olan bilgisayar ve oyun aygıtlarını tüm ailenin kullandığı bir odaya ya da merkezi bir konuma yerleştirin.

-Çocuğunuzun kişisel hiçbir ipucu içermeyen ve hiçbir kişisel anlamı temsil etmeyen bir rumuz ya da e-posta adresi seçmesine yardımcı olun.

-Çocuğunuzla evde internet kullanımının koşulları hakkında anlaşın.

-Çocuğunuzu kişisel bilgilerini açıklarken dikkatli olması gerektiği konusunda uyarın.

-Çocuğunuzu internetteki kaynaklar hakkında daha eleştirel olmaları için eğitin.

-Yasa dışı olduğunu düşündüğünüz online materyalleri yetkililere bildirin.

-Çocuğunuzun internet kullanımını bilin.

-İnternetin iyi yanlarının kötü yanlarından daha baskın olduğunu daima aklınızda bulundurun.

-Çocuklarınızla internette yaptıklarını konuşun.
Okullarda zil 12 Şubat'ta çalacak
Ankara (AA)- İlköğretim ve ortaöğretim okullarında ikinci yarıyıl, 12 Şubat Pazartesi günü başlıyor. İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki 14 milyon öğrenci ile 600 bine yakın öğretmenin ikinci dönemdeki ders maratonu yaklaşık 4 ay sürecek. Öğrenciler, 19 Haziran 2007 Salı günü karne alacaklar ve 3 aylık yaz tatili başlayacak.

Öğrenciler açısından 2006-2007 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısı, sınavlar nedeniyle ilk yarıyıldan daha yoğun geçecek.Anadolu, fen ve sosyal bilimler liselerinde okumak isteyen ilköğretim son sınıf öğrencileri, 10 Haziran 2007'de gerçekleştirilecek Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı'na (OKS), lise son sınıflarındaki öğrenciler de 17 Haziran 2007'de Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS), üniversitelerin yabancı dil ile ilgili bölümlerinde okumak isteyen adaylar da 24 Haziran 2007'de Yabancı Dil Sınavı'na katılacaklar.

ÖSS ve YDS'ye başvurular da 12 Şubat Pazartesi günü başlayacak ve 23 Martta sona erecek. İlköğretim okullarının 5, 6 ve 7. sınıf öğrencileri ile liselerin 9, 10 ve
11. sınıflarında okuyan öğrenciler, 6 Mayıs 2007'de Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'na girecekler. Öte yandan 2006-2007 eğitim-öğretim yılının ikinci yarısında eğitim ordusuna 10 bin yeni öğretmen katılacak.
4 yılda 94 bin öğretmen atandı
Ankara (AA)- Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) 2003 yılından bu yana 93 bin 620 kadrolu, 20 bin de sözleşmeli öğretmen ataması yaptı. MEB Personel Genel Müdürü Remzi Kaya, göreve geldiklerinden beri öğretmen açığının giderilmesi için çaba harcadıklarını belirterek, ''Nerede bir boşluk bulsak bunu öğretmen ataması için değerlendiriyoruz'' dedi.

Hükümetin de bu konuda hassas davrandığını ifade eden Kaya, hükümetin kullanımındaki kadrolardan yüzde 50'sinden fazlasının MEB'e verildiğini söyledi. Dört yılda 93 bin 620 kadrolu öğretmen ataması yapıldığını bildiren Kaya, 10 Şubatta yapılacak 10 bin yeni atamayla bu rakamın 100 bini geçeceğini ifade etti. Kaya, 2003'ten beri 20 bin sözleşmeli öğretmen alındığını belirtti. Sistemde şu an sözleşmeli olup kadroya geçebilecek 3 bin 500 öğretmen bulunduğunu açıklayan Kaya, bu kişilerin 10 Şubatta yapılacak atamalarda tercih yapması ve atanması halinde 3 bin 500 kadronun boşalacağını ifade etti. Geçen seneden boş kalan 1500 kadroyla ellerinde toplam 5 bin sözleşmeli öğretmen kadrosu olacağını kaydeden Kaya, ''Boşalması düşünülen kadrolarla birlikte 15 Şubatta toplam 5 bin sözleşmeli öğretmen atayacağız'' dedi.

Öncelikli olarak bilgisayar, İngilizce, fen bilgisi, ilköğretim matematik ve Türkçe öğretmenine ihtiyaç duyulduğunu açıklayan Kaya, meslek liselerinin motor, metal, fizik ve kimya öğretmenliğinde ise ihtiyaç fazlası olduğunu belirtti. Kaya, bu yıl içinde 35 bin öğretmen daha atamayı planladıklarını bildirdi.

Çarşamba, Şubat 07, 2007

Sıkı disiplin, çocukları başarısızlığa götürüyor


KOCAELİ (İHA) - Kocaeli'nin Gebze İlçesi'nde, Anadolu Sağlık Merkezi'nde (ASM) görev yapan Uzman Psikolog Sevil Usanmaz, sıkı disiplin altında yetiştirilen çocukların gerçek başarıya ulaşamayacaklarını söyledi.

ASM'de görevli Uzman Psikolog Sevil Usanmaz, sömestr tatilinin bitmesine ve ikinci eğitim döneminin başlamasına az bir zaman kaldığını belirterek, çocukların yeni eğitim dönemine şimdiden hazırlanması gerektiğini ifade etti. Yarı yıl tatilinin, çocuklara 4.5 ay süren ilk dönemin bittiğini müjdelediğini vurgulayan Usanmaz, "İlk dönem, sınavlar, ödevler, ek dersler, dershane ve çeşitli aktivitelerle, son derece yoğun geçerek sona erdi. Hem çocuklar hem de anne ve babalar gerçekten çok yoruldu. Çocuklar, 'Yaşasın yarı yıl tatili geldi' diye sevinirken, karne telaşına da düştü. Çocukların fiziki, zihni ve psikolojik olarak dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Karneleri nasıl olursa olsun bir süre dinlenmeleri gerekir. 15 günlük yarı yıl tatilinin özellikle ilk haftasının dinlenerek geçirilmesi, yeterince iyi uyumaları, beslenmeleri, arkadaşlarıyla vakit geçirmeleri, sinema ve tiyatroya gitmeleri, büyükanne ve büyükbaba ziyaretleri yapmaları gerekir. Tatil süresince, sabah ya da akşam yatmadan önce okunan bir hikaye kitabı çocukların dinlenmesinde önemlidir" dedi.

Tatilin ikinci haftasının ise yeni eğitim dönemine hazırlanmakla geçirilmesinin, çocuğun başarısında rol oynadığının altını çizen Usanmaz, "İkinci haftada, okul ödevlerinin yapılması ve zayıf olan derslerin tekrarı, yeni konuların gözden geçirilmesi, ikinci döneme hazırlık olacağı gibi, derslerin daha kolay öğrenilmesi ve başarının artmasına yardımcı olacaktır. Ancak ödevler ve dersler yapılırken tatilde olduğumuz da unutulmamalıdır. Gereğinden fazla yüklenmeler, beklentiler çocuklarda bıkkınlık ve çaresizlik duygularını arttırmakta, derslere karşı olumsuz tutum, öğrenmeye karşı direnç ve inatlaşmaya sebep olur. Karnesinde zayıfı olan çocuğa kötü davranmak, fiziki şiddet ve dayak, ceza, sevdiği şeylerden mahrum bırakmak, oyuncak, giysi, televizyon seyrettirmemek, odaya kapatmak, hakaret etmek ve aşağılamak gibi durumlar, çocuk ruh sağlığını son derece olumsuz yönde etkiler. Çocuğu diğer arkadaşlarıyla kıyaslamak, karşılaştırmak özgüveni olumsuz etkilemekte, çocuğun güvensiz, içe dönük, öfkeli olmasına sebep olmaktadır. Çocuğu kendisiyle karşılaştırmak en doğrusudur. Çocuklar kaç yaşında olusa olsun, onlarla konuşabiliriz. Ve aslında çocuklar sorunlarını ve çözüm yollarını da bilirler" şeklinde konuştu.

Öğrenmede ödüllendirmenin de çok önemli olduğunu vurgulayan Usanmaz, şunları kaydetti:
"Ödüllendirme, manevi ödül, takdir ve beğenme şeklinde olursa, başarıyı olumlu yönde etkiler. Maddi ödül ve vaatler öğrenmeyi tam tersine olumsuz yönde etkilemekte, bir süre sonra ebeveyn ve çocuk arasında inatlaşma ve çekişmeye sebep olmaktadır. Çocuklarda görev bilinci, sorumluluk gibi duyguların gelişebilmesi için maddi ödül, manevi ödülün peşinden gelmelidir. Sıkı disiplin altında yetiştirilen çocuklar, gerçek başarıya ulaşamazlar. Beden ve ruh sağlığı birlikte iyi olursa başarıdan söz edebiliriz. Mutlu, huzurlu, kendini seven, hatalarını kabul eden, hatalarını düzeltmek için çaba gösteren, sorumluluk alabilen, destek ve yardım isteyebilen çocuklar başarılı olurlar. Çocuğun yeteneklerini, ihtiyaçlarını, kapasitesini, ve gelişim seviyesini dikkate almayan sıkı disiplin, başarıya değil başarısızlığa yol açar. Çocuk eğitiminde ve öğretiminde sınırlar vardır. Sınırlar çocuğun okul öğrenmesi ve sosyal öğrenmesinde gereklidir. Katı disiplin yerine sınırlardan ve sorumluluklardan söz edebiliriz. Bunun için de çocukların amaçlar edinmesi ve hedefler koyması istenebilir. Çocuğun kendi özdenetimini sağlayabildiği, sevgi ve destekle ulaşılan başarı sürekli olacak ve hayatın her aşamasında devam edecektir."
Terhis olan öğretmenler görevlerine dönecek
Ankara (AA)- Sözleşmeli öğretmen olarak görevli iken askere alınanlar, terhis olduktan sonra görevlerine dönebilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Remzi Kaya imzasıyla yayımlanan genelgeye göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesi kapsamında istihdam edilen öğretmenlerden askere alınanların, görev yaptıkları eğitim kurumlarında ilişkilendirilmiş oldukları norm kadroları açık gösterilmeyecek.

Askerlik hizmetini tamamlayanlar, terhis tarihinden itibaren 1 ay içinde başvuruda bulunmaları halinde daha önce görev yaptıkları eğitim kurumlarında göreve başlatılacak.

Sözleşmeli öğretmenler, öncelikli olarak ayrıldıkları eğitim kurumlarında, bunun mümkün olmaması halinde ise il içinde ihtiyaç bulunan yerleşim yerlerindeki boş pozisyonlarda hizmet sözleşmesi imzalanarak görevlendirilecek.
LES, ALES olarak değiştirildi
Ankara (AA)- ÖSYM tarafından yapılan Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (LES), ''Akademik Personel ve Lisansüstü Sınavı'' (ALES) olarak değiştirildi.

Bu yıldan itibaren yüksek öğretim kurumlarından belirli akademik kadrolara atanmak veya lisansüstü eğitim yapmak isteyen adaylar ALES'e başvuracaklar.

ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, Yükseköğretim Genel Kurulu, yüksek öğretim kurumlarında öğretim elemanı kadrolarına atanmak için yapılması gereken sınavla LES'in birleştirilmesine ve yeni sınavın adının ''ALES'' olmasına karar verildi.

ALES, ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde olmak üzere iki kez yapılacak. Sınavda 40'ar sorudan oluşan Sayısal-1 ve Sayısal-2 testleri ile 80 sorudan oluşan sözel testi yer alacak. Testlerde yer alacak soruların niteliği daha önce yapılan LES'te yer alan testlerdeki sorulara benzer olacak.

ALES ile LES arasındaki tek fark, LES'te yer alan 80 soruluk sayısal testin yerine ALES'te 40'ar soruluk Sayısal-1 ve Sayısal-2 testlerinin bulunması.
Yüksek öğretim kurumlarında öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim öğretim planlamacısı kadrolarına açıktan veya öğretim elemanı dışındaki kadrolardan naklen atanabilmek için ALES'e girme şartı getirildi. Bu kadrolar için 100 üzerinden en az 70 puan almak gerekiyor.

ALES, 2007 yılı ilkbahar döneminde 22 Nisan Pazar günü 40 merkezde yapılacak. sınava girmek isteyen adaylar, 26 Şubat-5 Mart tarihleri arasında üniversite rektörlüklerine başvurabilecek.
ÖSS'ye başvurular 12 Şubat'ta başlıyor
Ankara (AA)- Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) ile meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş için başvurular, 12 Şubat Pazartesi günü başlıyor.

2006-ÖSS'ye lise son sınıf öğrencileri, lise son sınıfta beklemeli durumda olanlar, ortaöğretim kurumlarının dışardan bitirme sınavına girenler, lise mezunları ve ortaöğretimlerini yabancı ülkelerde yapanlar başvurabilecek.
Ayrıca durumları bu şartlardan birine uyan yabancı uyruklu ve uyruksuz adaylar da başvuruda bulunabilecekler. Ancak bu adaylar, ÖSS puanlarına göre 2007 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'nda yer alacak yükseköğretim programlarına yerleştirilemeyecek.

Lise son sınıfta okuyan öğrenciler, okullarının bağlı olduğu başvuru merkezlerinden, mezun durumda olanlar istedikleri herhangi bir başvuru merkezinden, içinde 2007 ÖSYS Aday Bilgi Formu da bulunan 2007-ÖSYS Kılavuzu'nu 2 YTL karşılığında alabilecekler.

Başvuru merkezleri

Lise müdürlükleri, ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticilikleri ve ÖSYM büroları ÖSYS'de başvuru merkezi olarak görev yapacaklar. Ancak aynı adreste birden çok ortaöğretim okulunun olduğu durumlarda, bu okulların hepsine hizmet veren bir başvuru merkezi bulunacak.

Sürekli yurt dışında bulunma, hastalık, tutukluluk gibi nedenlerle başvuru merkezine gitme imkanı bulunmayan adaylar, başvurularını postayla yapabilecekler.
Başvurularını mektupla yapacaklar dışındaki adaylar, başvuru merkezinden randevu alacaklar. Lise son sınıftakiler okullarının bağlı olduğu başvuru merkezinden, mezun durumdakiler ise istedikleri herhangi bir başvuru merkezinden randevu alabilecekler. Randevuyu aday ya da adayın bir yakını alabilecek. Adayların ÖSS için 40 YTL, ÖSS ve YDS için 50 YTL sınav ücretini mutlaka yatırmaları gerekiyor. Adaylar randevu gününden en az 2 gün önce sınav ücreti yatıracaklar. Ücretini yatırmayanların başvuru işlemi gerçekleştirilmeyecek.

Adayların, kılavuzla birlikte alacakları aday bilgi kontrol formunu da doldurarak, okul müdürlüklerine onaylatmaları gerekiyor.Mektupla başvuracaklar, aday bilgi formu ve eklerini bir zarf içine koyarak, başvuru süresi içinde ÖSYM'ye ulaştıracaklar.

Fotoğraf

Adayların başvuru merkezine giderken yanlarında doldurulmuş şekilde aday bilgi formu, fotoğraflı ve onaylı bir kimlik belgesi, diploma sureti (mezunlar için) ve banka dekontu bulunması gerekiyor.

Başvuru merkezi görevlisi, adayın aday bilgi formundaki bilgiler ile birlikte web kamerayla fotoğrafını çekerek elektronik ortama aktaracak. Bu fotoğrafın cepheden, başı açık ve adayı kolaylıkla tanıtabilecek şekilde çekilmiş bir fotoğraf olması gerektiğinden, başvuru merkezine giderken adayların bu durumu dikkate almaları isteniyor. Sınav günü bu fotoğraftaki saç, bıyık, makyaj gibi tanınmada önemli rol oynayacak görünüm özelliklerinde bir değişiklik bulunmaması gerekiyor. Sınav günü salon başkanı fotoğraftan kimlik belirlemede güçlük çektiği takdirde adayı sınava almayabilecek.

ÖSS'ye başvuru süresi, 23 Martta sona erecek.

ÖSS, 17 Haziranda il ve ilçelerdeki 159 merkezde gerçekleştirilecek.

Salı, Şubat 06, 2007

Öğretmenlik başvurularında kolaylık


Ankara (AA)- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Personel Genel Müdürü Remzi Kaya, hava koşulları nedeniyle başvurularını onaylatmak için gelemeyen öğretmen adaylarının bilgilerinin, ilgili il veya ilçe milli eğitim müdürlüğü yetkililerince sisteme aktarılarak, başvuru yapmalarının sağlanacağını söyledi.

Kaya, ilk atama, açıktan ve kurumlar arası atama biçimleriyle öğretmenlik için yapılacak başvuruların, hava koşulları nedeniyle 9 Şubat Cuma günü saat 12.00'ye kadar uzatıldığını hatırlattı. Hava koşulları nedeniyle başvurularını onaylatmak için başvuru merkezi olarak görev yapan il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine ulaşamayan adayların başvurularının, buradaki yetkililerce yapılacağını belirten Kaya, şunları kaydetti:

''Başvuru bürolarına bizzat ulaşması veya vekalet vererek başvurularını süresi içinde yapmaları mümkün olmadığı anlaşılan adaylar, bilgilerini telefon, faks, e-posta yoluyla başvuru büroları yetkililerine ulaştıracak. Buradaki yetkililer de son gün olan 9 Şubata kadar bekleyecek. Ulaşamayacağı kesinlik kazanan adayların bilgileri, sisteme aktarılarak onaylanacak ve durum tutanakla imza altına alınarak başvuru yapmaları sağlanacak.''
Ders kitapları yönetmeliğine kısmi durdurma


ANKARA - Danıştay 8. Dairesi, ''Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapan Yönetmeliğin'' bazı hükümlerinin yürütmesini durdurdu.

Eğitim-Sen'in, söz konusu yönetmeliğin 10 maddesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı davanın ilk etabı tamamlandı.

Danıştay 8. Dairesi, yönetmeliğin ders kitaplarının değerlendirilmesi yetkisini Talim Terbiye Kurul Başkanlığı'ndan alıp Daire Başkanlığının yetkisine veren 4. maddesinin yürütmesini durdurdu.

Daire, yönetmeliğin, özel kesimce hazırlanan eserlerin incelenmesi ve değerlendirilmesi konusunda komisyon kurulması yetkisinin Talim Terbiye Kurul Başkanlığı'ndan alınarak ilgili birime bırakılması hükmünü düzenleyen 5. maddesinin de yürütmesini durdurdu.

8. Daire ayrıca, ders kitapları dışındaki kitaplar ile eğitim araçlarının satın alınması konusundaki başvuruların Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı'na yapılmamasını öngören 9. maddenin de yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.

Daire, diğer 7 madde ile ilgili yürütmenin durdurulması istemlerini ise reddetti.
Anadolu Üniversitesi'nden e-sertifika fırsatı


ESKİŞEHİR (İHA) - Eskişehir Anadolu Üniversitesi (AÜ), zaman problemi yaşayan ve üniversite eğitimi imkanı bulamayan, aynı zamanda kendini geliştirmek isteyenler için "E-Sertifika Programları" düzenleyecek.

2006-2007 Bahar Dönemi'nde başlayacak, 11 değişik alanı içeren E-Sertifika Programları'nda, eğitim ve öğretim internete dayalı olarak uzaktan öğrenme yöntemiyle gerçekleştirilecek. Zamandan ve mekandan bağımsız öğrenme imkanı veren program; çalışan kişilere de, bilgisayarının başından kalkmadan, önemli açılımlar getirecek bir sertifikaya sahip olabilmelerini sağlayacak. Kendi işini kurmayı düşünenler de, girişimciliğin olmazsa olmazlarını, yine uzaktan öğrenme yöntemiyle geliştirecek. Sertifika Dünyanın Mega Üniversiteleri arasında yer alan Anadolu Üniversitesi'nin imzası taşıyacak.

Her biri üç dersten oluşan Perakendecilik, İşletmecilik, Pazarlama, Girişimcilik, Finansal Yönetim, Bankacılık, Maliyet Muhasebesi, Yönetim Muhasebesi ve Karar Destek Sistemleri, Finansal Analiz, Finasal Muhasebe, Muhasebe Bilgi Yönetimi e-Sertifika Programlarına başvurmak isteyenlerin kayıtları, 5 Şubat 2007 tarihinden itibaren yine internet üzerinden " www.esertifika.aof.edu.tr " adresinden yapılacak. Lise ve dengi okullardan mezun ya da önlisans, lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimlerinden birini tamamlayanlara başvurma imkanı sağlayan programın öğrencileri; "E-Alıştırma, E-Kitap, E-Televizyon, E-Danışmanlık ve E-Sınav" gibi hizmetlerden tamamen internet üzerinden faydalanacak ve sınavlarına hazırlanacaklar.
AB'den üniversite öğrencilerine burs imkanı!

MERSİN (İHA) - Avrupa Komisyonu'nca desteklenen Jean Monnet Burs Programı kapsamında; kamu, üniversite ve özel sektörde çalışan genç Türk profesyonelleri ile üniversite öğrencilerine, Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelerden birinde 1 yıla kadar lisansüstü çalışma yapma olanağı sağlandığı bildirildi.

MEDA II Programı kapsamında yer alan Jean Monnet Burs Programı, Türkiye Cumhuriyeti AB Genel Sekreterliği, TC Merkezi Finans ve İhale Birimi ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu (Jean Monnet Ortak Komitesi) tarafından ortak olarak yürütülüyor. Programda, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefi çerçevesinde AB müktesebatı ve normları bilgi ve becerisine sahip personel ihtiyacını karşılayarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım çabalarını desteklemek amaçlanıyor.

Jean Monnet Bursu; kamu, üniversite ve özel sektörde çalışan genç Türk profesyonelleri ile üniversite öğrencilerine, Avrupa Birliği üye ülkelerinden birinde 1 yıla kadar lisansüstü çalışma yapma olanağı sağlıyor.

Jean Monnet Ortak Komitesi'ne teknik destek veren Jean Monnet Yerleştirme Ajansı'nın ise, potansiyel bursiyerlere, çalışma alanlarında uygun programları bulmalarında, yerleştirme işlemlerinin tamamlanmasında, yurt dışındaki programların takip edilmesinde veritabanı hazırlayarak, iletişim ağının kurulmasından yükümlü olduğu açıklandı. Proje bütçesi 6 yıllık bir dönem için 10 milyon Euro ve bu proje boyunca yaklaşık 400 kişinin burstan faydalanması bekleniyor. Projeye katılım şartlarının ise, www.jeanmonnet.org.tr adresinde yer aldığı belirtildi.

Pazartesi, Şubat 05, 2007

Öğretmenlik başvuruları uzatıldı!!


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 10 bin kadroya yapacağı öğretmen ataması için başvuruların 9 Şubat 2007 Cuma gününe kadar uzatıldığını açıkladı.

Daha önce 1-7 Şubat 2007 tarihleri arasında alınacağı duyurulan başvuruların, son günlerde ülke genelinde görülen ağır kış şartları nedeniyle uzatıldığı belirtildi.

Öğretmen atamaları için başvurular, 09 Şubat 2007 Cuma günü saat 12.00'ye kadar yapılabilecek.
AA
Vekil öğretmenler 'sözleşmeli' olmak istiyor!


HAKKARİ (İHA) - Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde ek ders karşılığı köylerde görev yapan yaklaşık 100 vekil öğretmen 'Sözleşmeli Öğretmen' olmak istediklerini belirten bir dilekçeyi AK Parti İlçe Başkanlığı'na verdi.

İlçeye bağlı köylerde görev yapan çeşitli fakülte ve yüksekokul mezunu gençler, her yıl ek ders karşılığı köylerde öğretmen olarak görevlendirildiklerini belirtti. Bir araya gelerek imzaladıkları dilekçeyi AK Parti Yüksekova İlçe Başkanı Nadir Yılmaz ve parti üyesi Namık Ereli'ye veren vekil öğretmenler, asil öğretmenlerin gitmekten çekindiği, doğal şartları çetin olan, sosyo ekonomik durumu kötü ve güvenliği sıkıntılı olan sınır boylarında gönülden görev yaptıklarını ifade etti. Bu görevi daha da bağlılıkla ve şevkle yapabilmek için sözleşmeli kadro diye tabir edilen pozisyonlardan yararlanmak istediklerini anlatan öğretmenler, "İlçemiz ve köylerine atanan asil öğretmenlerin yüzde 95'i hakları gereğince evlenme ya da başka bir nedenle tayinlerini istemektedir. Böyle olunca da özellikle köy okullarında öğretmenlerin sıklıkla değişmesi öğrenciler üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Bizler görev yaparsak sık öğretmen değişikliği yaşanmayacaktır" dedi.

AK Parti İlçe Başkanı Nadir Yılmaz ise parti olarak gençlere yardım edeceklerini belirterek, "Ben de yıllarca bu derdi çektim. Şimdi bu gençlerin isteğini Başbakanlığa ve ilgili bakanlıklara göndereceğim" diye konuştu.
Eğitimli nüfusu istihdamda sonuncuyuz!!
ANKARA (AA)- Türk Eğitim-Sen'in araştırmasına göre, Türkiye, OECD ülkeleri arasında ''eğitimli nüfusu istihdam etmede son sırada'' yer alıyor.

Türk Eğitim-Sen'in, eğitim alanında Türkiye ile OECD ülkelerini karşılaştırdığı araştırmaya göre, OECD ülkelerinde kızlar erkeklere göre 0.8 yıl daha fazla eğitim görürken, Türkiye'de erkekler kızlara göre 2.1 yıl daha fazla eğitim alıyor.

Türkiye, okul süresi açısından OECD ülkeleri arasında sondan üçüncü sırada bulunuyor.

Araştırmaya göre, OECD ülkelerinde yüksek öğretimi bitirenlerin oranı ise Türkiye'nin ortalama 3 katı.

Eğitimli nüfusunu istihdam etmede en başarılı ülke yüzde 91 ile İsviçre olurken bu ülkeyi yüzde 87 ile İzlanda, yüzde 80 ile Norveç, yüzde 79 ile Danimarka, yüzde 75 ile Japonya ve Hollanda izliyor. Türkiye'de ise bu oran yüzde 54.

Pazar, Şubat 04, 2007

ÜDS başvuruları yarın başlıyor

Ankara - Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı'nın (ÜDS) 2007-Mart dönemi başvuruları, yarın başlayacak.
ÜDS; Almanca, Fransızca ve İngilizce dillerinde fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere 3 ayrı alanda 25 Martta yapılacak.
Sınav, ÖSYM tarafından Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Van illeri ile Lefkoşa'da merkezi olarak gerçekleştirilecek.
ÜDS kılavuz ve başvuru formları, 12 Şubata kadar üniversite rektörlüklerinden alınabilecek ve aynı adrese başvuru yapılacak. Doktora ve sanatta yeterlilik sınavlarında, ÜDS ile Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS) sonuçları da kabul edilecek.

"Taşımalı eğitimle köyden kente göç önlenmekte"


ANKARA (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Taşımalı eğitimle köyden kente göç önlenmekte, hatta bir çok yerde geriye dönüş bile olmaktadır" dedi.

Bakan Çelik, Bursa Milletvekili Kemal Demirel'in soru önergesine verdiği yazılı cevabında, taşımalı eğitimi savunurken, yararlarını da açıkladı. Öğrencileri taşıma kapsamına alınan her köye en az bir sınıf öğretmeni verilmesi zorunluluğu dikkate alınırsa her öğretim yılında, en az öğrenci taşınan okul sayısı kadar sınıf öğretmeni tasarrufunda bulunulduğunu belirten Bakan Çelik, "Taşınan bir öğrencinin maliyeti, yatılı ve pansiyonlu okulda okuyan bir öğrenciden daha ucuza gelmektedir. Öğrencisi taşınan okula tahsis edilen araç-gereç ve danıtam malzemesinin, merkez okula gönderilmesi ile bu malzemelerden daha çok öğrencinin yararlanması ve bu alanda yapılan harcamalarda da büyük ölçüde tasarruf sağlanmaktadır" ifadelerine yer verdi.

Bakan Çelik, taşımalı eğitimin faydalarıyla ilgili şu bilgilere de yer verdi: "Öğrencisi taşınan okulun elektrik, su, ısınma, personel ve bakım-onarım giderlerinde büyük tasarruf sağlanmıştır. İlköğretim müfettişlerining eçici görev yollukları için yapılan harcamalar azalmakta, ayrıca merkez okuldaki rehberlik ve tefriş işlemlerine daha çok zaman ayırmaları sağlanmaktadır. Boş kalan okul, bina ve tesisleri ile öğretmen lojmanlarının, halk eğitim, PTT, sağlık ocağı, köy konağı gibi kamu ve kurumların hizmetine tahsis yapıldığından yeni yatırımlara gerek kalmamaktadır. taşımalı ilköğretim kapsamına alınan ve okulu bulunmayan köy, mahalle ve mezralara okul yapımına gerek kalmamaktadır. Taşımalı eğitimle köyden kente göç önlenmekte, hatta bir çok yerde geriye dönüş bile olmaktadır".

2006-2007 öğretim yılın rakamlarına göre taşınılan merkez okul sayısı 6 bin 410, taşınan okul sayısı 27 bin 818, taşınan öğrenci sayısı 363 bin 276'sı erkek ve 331 bin 53'ü kız olmak üzere toplam 694 bin 329. Tüm sınıfları taşındığı için kapalı okul sayısı ise 14 bin 909.
YÖK'ten 'öğretmen alanı sınavı'na tepki
ANTALYA (İHA) - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili İsa Eşme, öğretmen adayları için uygulanacak olan 'alan sınavı' uygulamasına tepki göstererek, "Öğretmen yetişirmede alan sınavı uygulaması eğitime çok büyük darbe vurur. Bunu telafisi olmaz. Sakın böyle bir uygulama yapmayın" dedi.

YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İsa Eşme, Özel Okullar Birliği'nce Antalya'da düzenlenen 'Öğretmen Eğitimi' konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, öğretmen atamlarında KPSS dışında yapılacak olan sınavların eğitime darbe vuracağını kaydederek, kendilerinden istenmesi halinde eğitim fakültelerinden alınacak olan diploma notlarının Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderileceğini ifade etti. Bakanlığın Şubat ayı içerisinde yapacağı öğretmen atamalarında da değinen Eşme, atamalarda özellikle sınıf öğretmenliği atamasının bir yararı olmayacağını belirterek, "Sınıf öğretmenliğinde sözleşmeli öğretmen atamalarının herhangi bir yararı olacağına inanmıyorum" diye konuştu.

Sınıf öğretmenliğinin çocukları şekillendirmede en önemli alan olduğunu ifade eden Eşme, sınıf öğretmenliğinde sözleşmeli öğretmenliğin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu. Eğitimdeki en büyük sorunun 'nicelik' olduğunu kaydeden Eşme, devletin öğretim elemanı yetiştirme konusunda kaynak ayırımı yapması gerektiğini söyledi. Eşme, "Çocuklarımızın üniversite kapılarında beklemesi hepimizin sorunudur. Bu sorunu çözerken akılcı bir çözüm üretmek gerekir. Polemiklerle bu sorunlara çözülmez. Tılsımlı bir çözüm de yok. Çözüm devlet politikasından geçer" şeklinde konuştu.

Öğretmen Yetiştirme programlarına ilişkin bilgi veren Eşme, öğretmen yetiştirme konusunda 21 programın yenilendiğini, yan dal uygulamasına son verildiğini ve tüm programlara topluma hizmet uygulamaları adlı yeni bir ders konulduğunu belirtti. Türkiye'nin öğretmen yetiştirme alanında Avrupa Birliği ülkelerinden üstün özelliklerinin bulunduğunu belirten Eşme, öğretim elemanlarının niteliği, öğretmen adaylarının seçimi gibi konularda diğer ülkelerden üstün özelliklerinin bulunduğunu söyledi. Eşme, öğretmen yetiştirmedeki hedefin, niteliğini iyileştirmek olduğunu söyledi. Öğretmen eğitminde akreditasyonun da bir sorun olduğunu belirten Eşme, YÖK'ün de bu konuda çalışmaları olduğunu sözlerine ekledi.

Cumartesi, Şubat 03, 2007

Anadolu liseleri yerine sosyal bilimler lisesi.

Bugüne kadar milyonlarca öğrenci yetiştiren Anadolu liseleri de değişime uğruyor. Bakanlık Anadolu liselerini, kaldırıp onun yerine Sosyal Bilimler Liseleri'ne yol verecek. Ortaöğretim müfredatını sil baştan değiştiren Milli Eğitim Bakanlığı yeni müfredata göre yapılanıyor. Henüz düşünce aşamasında olan plana göre, bakanlık Anadolu Liselerini kaldıracak

Liselerin dört yıla çıkaran Milli Eğitim Bakanlığı, Süper liseler ve Anadolu liselerini aynı çatıda birleştirmişti.

Ancak hem sosyal bilimler lisesinin, hem de fen liselerinin fonksiyonları arasında kalan bu liselerin yeniden yapılandırılması gündemde.

Henüz düşünce aşamasında olan plana göre, Anadolu liseleri kaldırılacak. Sadece Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi kalacak.

Yeni müfredata göre, işlevini yitiren Anadolu liselerinin yerini ise, Sosyal Bilimler Lisesi alacak. Ancak düzenleme ile ilgili son kararı, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik verecek.

Cuma, Şubat 02, 2007

Ortaöğretimde 100’lük sistem dönemi...


ANKARA - Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliğe göre, “dönem notu”ndan “dönem puanı”na, “yıl sonu başarı ortalaması”ndan “yıl sonu başarı notu”na, “diploma notu”ndan “diploma puanı”na, “not” sisteminden “puanlar ve notlar” sistemine geçildi.

Buna göre, ortaöğretimde öğrenci başarısının ölçme ve değerlendirilmesinde 5’lik not sistemi kaldırıldı. Dönem puanı, yıl sonu puanı, yıl sonu başarı puanı ve mezuniyet puanı 100 üzerinden hesaplanacak. Dönem notu, yıl sonu notu ve yıl sonu başarı notu ise 5’lik not sistemine göre olacak.

Dönem puanı dönem notuna çevrilirken, yarım ve yarımdan büyük kesirler bir üst tam puan olarak değerlendirilecek. Dönem puanında herhangi bir değişiklik yapılmayacak.

Bir dersin yıl sonu notu ise birinci ve ikinci dönem notlarının aritmetik ortalaması alınarak hesaplanacak. Hiç not bulunmaması halinde yetiştirme programından elde edilen not, yıl sonu notu olacak. Bir dönem notunun bulunması halinde ise bu dönem notu ile yetiştirme programı notunun aritmetik ortalaması yıl sonu notu olacak.

Ders yılı sonunda belirlenen yıl sonu notu, öğrencinin ortalama yükseltme ve sorumluluk sınavlarına girmesi durumunda bu sınavların sonucu ile yıl sonu notunun aritmetik ortalaması olacak. İşletmelerdeki beceri eğitiminde, birinci ve ikinci dönem notlarının aritmetik ortalaması ile yıl sonu beceri sınavı notunun aritmetik ortalaması yıl sonu notu olacak. Yıl sonu notu hesaplanırken yarım ve yarımdan büyük kesirler tama yükseltilecek.

2005-2006 öğretim yılında 10, 11 ve 12. sınıflarda öğrenim gören öğrencilerden sorumlu dersi/dersleri bulunanlar, sınava girme hakları sona erinceye kadar ikinci dönemin ilk haftasında ve ders kesimini takip eden ilk hafta içinde yapılan sorumluluk sınavlarına da girebilecekler.

2006-2007 öğretim yılından önce, 5’lik not sistemine göre belirlenen yıl sonu başarı ortalamaları 100’lük sisteme çevrilirken, yıl sonu başarı ortalamasına 1.00 eklenecek ve çıkan sayı elli bölü üç (50/3) ile çarpılacak. Bölme işlemi virgülden sonra iki basamak yürütülecek.

NTV-MSNBC VE AJANSLAR
Güncelleme: 08:47 TSI 02 Şubat 2007 Cuma
OKS tamamen kalkmıyor...

Fen, sosyal bilimler ve öğretmen liseleri 2009’dan sonra da sınavla öğrenci alacak.

GÜLSEREN ERGEZER GÜVER
NTV
Güncelleme: 22:15 TSİ 31 Ocak 2007 Çarşamba

İSTANBUL - Milli Eğitim Bakanlığı liselere girişte uygulanan OKS’yi, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri ve anadolu öğretmen liseleri için, 2009’dan sonra da sürdürecek. Anadolu liseleri, meslek liseleri ve genel liseler ise öğrencilerini ilköğretim başarısına göre, sınavsız alacak....

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, “2009’dan itibaren tamamen kalkacağını” açıkladığı Ortaöğretim Kurumları Sınavı tamamen kalkmıyor, sınırlandırılıyor.

OKS’siz bir model arayışını sürdüren MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, fen,. Sosyal bilimler ve anadolu öğretmen liselerine eskiden olduğu gibi yine sınavla öğrenci alınmasını benimsedi. Askeri liseler ve polis kolejleri de isterlerse öğrencilerini bu sınav sonuçlarına göre seçecek.

Yapılacak sınava ilköğretimi bitiren tüm öğrenciler giremeyecek. Sadece, ilköğretim başarısında belli bir barajı aşabilen öğrenciler katılacak. Böylece sınava giren öğrenci sayısı 700 binin çok altına düşecek.

İlköğretim başarısının sübjektif değerlendirmelerden arındırılması ve daha objektif bir ölçme-değerlendirme sistemi için ilköğretimde de 100’lük not sistemine geçilecek. 100’lük not sisteminde ortaya çıkması olası haksızlıkları gidermek için ise yeni istatistik formüller geliştirilecek.

Talim ve Terbiye Kurulu’nun son şeklini vermeye çalıştığı modele göre fen, sosyal bilimler ve anadolu öğretmen liseleri dışında kalan anadolu liseleri, genel liseler, tüm mesleki-teknik okullar ve imam hatip liselerine ilköğretim başarı puanına göre öğrenci alınacak. Öğrenciler bu okullardan birine yerleştirilebilmek için, tıpkı internet üzerinden yapılan ilköğretim kayıtlarında olduğu gibi bulundukları bölgedeki okullar arasından belli sayıda tercih yapacak. Yerleştirme işlemi, bu tercih listeleri üzerinden, bilgisayarla gerçekleştrilecek. Kurul, öğrencilerin özellikle belli anadolu liselerine girmek istemesi yüzünden yaşanacak karmaşanın, 9’uncu sınıfın sonunda giderilebileceğini savunuyor. Tartışılan modelde, liselerin dokuzuncu sınıfları, ortak derslerin okutulduğu istasyon sınıflar olacak ve bilgisayarlı yerleştirmeden memnun kalmayan öğrenciler, dokuzuncu sınıfın sonunda başka bir liseye geçebilecek.

Talim ve Terbiye Kurulu’ndaki bazı uzmanlar, okullar arası geçişin, dokuzuncu sınıf sonunda yapılacak merkezi bir sınava dayandırılmasından yana. Ancak bu konuda henüz görüşbirliği sağlanamadı.

Talim ve Terbiye Kurulu, OKS’den sonra uygulanacak model üzerinde çalışırken, MEB’e bağlı sınavları gerçekleştiren Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü 2007 ve 2008’de yapılacak OKS ile ilgili bazı değişiklikler üzerinde duruyor. Buna göre ilköğretim başarısının yüzde 15’i, OKS puanına eklenecek. Böylece öğrencilerin okul eğitimine de önem vermesi sağlanacak. Öğrencilerden, sınav sonuçları belli olduktan sonra, bir kereye mahsus olmak üzere tercih listesi alınacak. Daha sonra yeniden tercih yaptırılmayacak. Yerleştirme işlemleri, tek liste üzerinden tamamlanacak. Tercihlerinden herhangi birisine yerleştirilen bir öğrenci, daha sonra üst tercihinde kontenjan açığı doğarsa, üst tercihine geçirilecek. Kayıt dönemleri birkaç günle sınırlı tutulacak. Böylece kayıtların yeni öğretim yılına sarkması, okul kontenjanlarının uzun süre boş kalması ve öğrencilerin okul kapılarında mağdur olması önlenecek.
2007'de doğan çocuklara daha sıcak bir dünya!

Paris (AA)- BM İklim Programı İcra Direktörü Achim Steiner, 2007'de doğacak çocukların daha sıcak bir dünyada yaşayacağını açıkladı.

BM'nin küresel ısınma risklerine dikkati çekeceği iklim raporunun yayımlanmasından birkaç saat önce yazılı açıklamada bulunan Steiner, küresel olarak mesajın açık olduğunu belirterek, çok geç olmadan bir şeyler yapılmaması halinde, karbondioksit ya da sera etkisi yaratan diğer gazların insanlık için gerçek bir risk oluşturduğu konusunda şüpheye mahal kalmayacağını ifade etti.

Steiner, "2007'de doğacak çocuklar daha sıcak bir dünyada, meteorolojik koşulların dikkate değer biçimde değiştiği ve denizin daha yüksek bir seviyede olduğu bir dünyada yaşayacak" ifadesini kullandı.

Perşembe, Şubat 01, 2007

Oynamayan çocukların beyinleri az gelişiyor!

Antalya (AA)- Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Remzi İnanlı, araştırmaların, çok oynamayan ve kendisine dokunulmayan çocukların beyninin yaşıtlarına göre yüzde 20-30 daha az geliştiğini ortaya koyduğunu bildirdi.

Türkiye Özel Okullar Birliğince düzenlenen Okul Öncesi Eğitimi Sempozyumu, Antalya'da başladı. Sempozyumun açılışında konuşan Remzi İnanlı, okul öncesi eğitimin Türkiye'de geç anlaşıldığını ve ihmal edildiğini ifade etti.

Türkiye'de yakın zamana kadar okul öncesi eğitimin anne ve babaları çalışan çocukların bakılması olarak görüldüğüne dikkat çeken İnanlı, son zamanlarda okul öncesi eğitimin Türkiye'nin gündemine oturduğunu söyledi. İnsan beyninde ortalama 100 milyar hücre olduğunu belirten İnanlı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunu bilim adamları böyle tespit etmiş. Beyin hücrelerinin yüzde 90'ı yapı taşı işlevi üstlenen glialardan, yüzde 10'u nöronlardan oluşuyor. Ortalama bir beyin bir katrilyon bağlantıya sahip. 2 yaşındaki çocuğun beynindeki her bir sinir hücresi 15 bin bağlantı yapma kapasitesine erişir. 2 yaşındaki çocuğun beyni, yetişkin bir insanın harcadığının iki katı enerji harcıyor. Çocuk 6 yaşına geldiğinde beynindeki bağlantı temellerinin yüzde 60'ı oluşuyor. Sinir hücreleri arasındaki bağlantılar kişinin deneyimlerine göre şekilleniyor. Burada okul öncesi eğitim devreye giriyor. Bu durum 10-12 yaşına kadar devam ediyor. 12 yaşından itibaren zayıf bağlantılar gidip güçlenme geliyor. 18 yaşında beyin
elastikiyeti azalır ama güç kazanır. Araştırmalar, çok oynamayan ve kendisine dokunulmayan çocukların beyninin yaşıtlarına göre yüzde 20-30 daha az geliştiğini
ortaya koyuyor. Beyin, uyaranların bol olduğu deneyimlerle gelişir. Okul öncesi bu dönemde devreye giriyor. Deneyimli insanların elinde yetişen çocukların zekası
o oranda gelişiyor.''

İnanlı, 2013'e kadar kademeli olarak 1 yaş grubunun da zorunlu eğitime alınacağını da söyledi.
Okul öncesi eğitim zorunlu hale gelecek!

ANTALYA (İHA) - Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Remzi İnanlı, Türkiye'de okul öncesi eğitimin 2013 yılına kadar kademeli olarak zorunlu hale getirileceğini bildirdi.

Özel Okullar Birliğince bu yıl 6.'sı düzenlenen Okul Öncesi Eğitim ve Öğretmen Eğitimi Sempozyumu bugün Antalya Sheraton Otel'de başladı. Sezpozyuma, Özel Okullar Birliği Temsilcilerinin yanı sıra akademisyenler ve öğretim görevlileri katılıyor. Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Remzi İnanlı burada yaptığı konuşmada, okul öncesi eğitimin önemine dikkat çekerek, "Okul öncesi eğitimin önemi Türkiye'de çok geç anlaşılmıştır. Bu nedenle AB ülkelerinin çok gerisindeyiz" dedi. Türkiye'de özel eğitimin uzunca bir süre, "bakım ağırlıklı yer, çalışan anne babaların çocuklarının gittiği yer" olarak algılandığına ifade eden İnanlı, "Bu dönemde zoru başardık. Okul öncesi eğitimi Türkiye'nin gündemine oturttuk" dedi.

Türkiye'de okul öncesi eğitimde 0-6 yaş arası grupta 8 milyon çocuğun bulunduğu belirten İnanlı, 60-72 ayın kademeli olarak 2013 yılına kadar zorunlu hale getirileceğini bildirdi. İnanlı, okul öncesi eğitimde 17 bin 500 öğretmene ihtiyaç bulunduğunu ifade ederek, Maliye Bakanlığı'ndan bu kadronun alınmasının mümkün olmadığını bu nedenle usta öğreticilerle açığı kapatmaya çalıştıklarını söyledi. İnanlı, "Usta öğreticiler ana okullarında haftada 40 saat, ana sınıflarında 30 saat derse giriyor. Bu da ayda 600-700 YTL anlamına geliyor. Genç kızlarımız bu sayede kendi ayakları üzerinde durabiliyor. Kız meslek liselerinin çocuk gelişimi bölümleri tam kapasite dolu. Uygulama ile bu bölümlerde bir canlanma da sağladık" şeklinde konuştu.

Sosyal Hizmetlere bağlı bin 400 yuva ve kreş ile faaliyette olan 5 resmi okulun bulunduğunu belirten İnanlı, bunların Milli Eğitim bünyesine alınması için hazırlanan tasarıya destek istedi. Okul öncesinde dil eğitimine de değinen İnanlı, şöyle devam etti:

"Okul öncesinde dil eğitimi yapılmalı mı, yapılmamalı mı? İlköğretimde dil eğitimi 4. sınıfta başlıyor. Biz okul öncesinde bu eğitimi versek, çocuklar, 1., 2., 3. sınıflarda ne yapacak. Zaten liselerde bile İngilizce öğretmen açığı var". Hayata geçirilen projeler hakkında da bilgi veren İnanlı, 36-72 ay grubunda müfredatın yenilenerek, ilköğretim müfredatı ile eşitlik sağlandığını dile getirdi. Özel Okullar Birliği Başkanı Rüstem Eyüpoğlu da konuşmasında sempozyumda bir günün okul öncesine ayrıldığını belirterek, "Türkiye'de okul öncesi eğitimimiz her yıl daha da önem kazanmaktadır.Okul öncesi eğitim bir ülkenin geleceğidir" dedi.

Eyüpoğlu, çocuk gelişiminde en hassas dilimin 0-6 yaş dönemi olduğunu, zeka gelişiminin yüzde 70'inin 7 yaşına kadar tamamlandığını söyledi. Bu yaş döneminde Türkiye'de 9-10 milyon civarında çocuk bulunduğunu kaydeden Eyüpoğlu, "Hızla değişen şartlar, çalışan annelerin oranının yüzde 30'ları geçmesi, bu gruptaki çocuklarımıza bakım ve eğitim gereksinimi yaratmaktadır.En önemli hususlardan biri ise, bu çocuklarımıza sadece bakım ve gözetim hizmeti verilmesi değil aynı zamanda iyi ve planlı bir eğitim programı uygulaması gerektiğidir. Bugün bütün dünyada bu gereksinim kabul görmekte ve 0-6 yaş grubunun okul öncesi eğitim dönemi olduğu kabul edilmektedir. Bu dönemde amaç sadece çalışan annenin çocuğuna bakım ve gözetim hizmeti vermek değil, eğitim yoluyla çocuğun zihinsel ve sosyal
gelişimini sağlamak ve hareket gelişimi ile ilgili çalışmalar yapmaktır" diye konuştu.

Eyüpoğlu, okul öncesi eğitime devam eden öğrenci oranının Belçika, Hollanda, Almanya ve Avusturya'da yüzde 80, Ukrayna'da yüzde 60, Türki Cumhuriyetlerde yüzde 47, Hindistan'da yüzde 35, Güney Asya'da yüzde 30, Çin'de ve Filipinlerde yüzde 24, Brezilya'da yüzde 14, Kenya'da yüzde 11 ' olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'de bu oranın son yıllarda yüzde 20'lere yaklaştığını dile getirdi. Eyüpoğlu, okul öncesi eğitimi vermeyi hedefleyen kurumların tümünün Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması gerektiğini söyledi. Eyüpoğlu, konuşmasında okul öncesi eğitim ile ilgili şu önerilerde bulundu:

"- Ülkemizde program birliği de yoktur. Okul öncesi eğitim kurumları daha önce Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF'in işbirliği ile sınıflandırılarak kreş, anaokulu ve anasınıfı programları hazırlanmıştır. Bu programlar elden geçirilmeli, yenilenmeli veya tamamen yenileri hazırlanmalıdır. Elde edilen programlar ülkemiz genelinde birlikte uygulanmalıdır.
- Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı anaokulu açmak ve işletmek oldukça zordur. Oysaki Sosyal Hizmetlere bağlı çalışan kurumlarda durum oldukça farklı olup kurucular bu yöne gitmektedir. Bu şekilde oluşan haksız rekabete son verilmelidir. Kurumlara aynı standartlara göre açılma ve işletilme şartları getirilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı standartlarındaki haksız ve ağır hükümlerde yeniden düzenlenmelidir.
- Bu gün çeşitli kuruluşlarda Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi Mezunu, Lise Mezunu veya lisans tahsili yapmış öğretmenler hizmet vermektedir. Üniversitelerimizdeki dört ayrı programdan öğretmen yetiştirilmektedir. (Anaokulu öğretmenliği bölümü, Çocuk gelişimi ve eğitimi öğretmenliği bölümü, Çocuk gelişimi ve okul öncesi eğitimi öğretmenliği bölümü, Çocuk sağlığı eğitimi bölümü)Ülkemizde hangi kurumda olursa olsun Milli Eğitim Bakanlığının istihdam edeceği öğretmen statüsünde öğretmen çalıştırma zorunluluğu getirilmelidir.
- Bu alanda hizmet veren kurumların tümü Milli Eğitim Bakanlığınca ve eşit standartlara göre denetlenmelidir. Denetim, İlköğretim Müfettişlerince değil konuyu bilen ve özel olarak eğitilmiş müfettişler tarafından yapılmalıdır. Ayrıca özel sektörün ulaşamayacağı, yatırım yapamayacağı özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesindeki dev dir" dedi.
Eyüpoğlu tarafından, diğer bölgelerde de özel sektörün okul öncesi eğitim kurumu açması sağlanmalıdır.
- Kasım ayında yapılan 17. Milli Eğitim Şurası'nda 60-72 aylık çocukları kapsayan bölümün zorunlu hale getirilmesi, genel bütçeden okul öncesi eğitime aktarılan payın arttırılması gibi kararlar alınmıştır. Bu kararlar en kısa sürede hayata geçirilmelidir".
Öğrenciler televizyon izlemeyi seviyor...


Ankara - Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından ilk ve orta öğretim kurumlarında yapılan araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 86.3'ünün televizyon izlemeyi sevdiği ortaya çıktı.

MEB'in öğrencilerinin televizyon izleme alışkanlıklarıyla ilgili Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Hatay, Gümüşhane, Edirne, Mersin, Hakkari, Ordu, Kütahya ve Şırnak'ta yaptığı araştırmaya, 12-18 yaş grubundan 960 öğrenci katıldı.

Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 35.9'unun evinde 2 televizyon bulunurken, yüzde 51.9'u yayınları dijital anten aracılığıyla izliyor.

Öğrencilerin yarısı günde 1-3 saat arasında TV izlediğini belirtirken; yüzde 7.3'ü hafta içi, yüzde 22.6'sı hafta sonu günde 4-6 saat televizyon seyrediyor.

Yüzde 58.3'ü müzik, yüzde 56.1'i dizi, 53.3'ü haber, yüzde 31,2'si ise şiddet içeren aksiyon filmlerini tercih ettiklerini belirten öğrencilerin aileleri ise en çok haber, dizi ve spor programlarını izliyor.

Ailelerin yarıya yakını çocuklarını TV izleme süresi konusunda yönlendiriyor, program seçimi konusunda çocuklarına yol gösteren ailelerin oranı ise yüzde 22.8.
Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 45.6'sı TV'nin şiddete eğilimi artırdığına, yüzde 33.9'u aile içi sohbeti engellediğine, yüzde 30.8'i aile içi tartışmalara neden olduğuna, yüzde 28'i bilinçsiz tüketime neden olduğuna, yüzde 25.4'ü ise bencilliği ve rekabet duygusunu artırdığına inanıyor.

Katılımcı öğrenciler, magazin, kadın ve sabah programlarıyla cinsellik ve şiddet içeren programların, Türk aile yapısına zarar verdiğini; belgesel, haber ve tartışma, yarışma ve yardım programlarının ise katkıda bulunduğunu düşünüyor.

Öğrencilerin yarıya yakını televizyon programlarını ''inandırıcı'' ve ''güvenilir'' bulurken, büyük bir çoğunluğu programları ''çocukların yaşantılarıyla ilgili'' ve ''gerçek hayata uygun'' görüyor.

Anketi yanıtlayanların yarıdan fazlası, ''TV programlarının okuldan soğuttuğunu'' düşünürken, yüzde 22.7'si ise bu görüşe katılmıyor. TV'nin çocukların gelişiminde etkili olduğuna inanan öğrencilerin oranı ise yüzde 61.9.Magazin programlarının gençlere yaşantı ve beklenti açısından zarar verdiğine inanan öğrenciler, evde TV izlerken şiddet ve korku içeren bazı sahnelere müdahale edilmesini de doğru buluyor.

Televizyonun gençleri ailelerinden bağımsız yaşamaya ve davranmaya yönelttiğine inanan öğrencilerin oranı ise yüzde 59.
Öğretmenlik başvuruları başladı!


Milli Eğitim Bakanlığının (MEB), 10 bin kadroya yapacağı öğretmen ataması için başvurular bugün başladı.

İlk atama, açıktan atama ve açıktan ilk atama yoluyla 10 bin kadroya toplam 28 branştan öğretmen atanacak. En fazla İngilizce ve sınıf öğretmenliği ile ilköğretim matematik branşlarından öğretmen alınacak. MEB'in ''www.meb.gov.tr'' adresli internet sitesindeki elektronik formu dolduran adaylar, 7 Şubata kadar başvuru yapabilecek. Adaylar, en fazla 20 okul tercihi yapabilecek. Atama sonuçları 10 Şubatta ilan edilecek, atanan öğretmenler 12 Şubattan itibaren göreve başlayacak.
2006-2 atama döneminde öğretmenlik için başvurmuş olup KPSS10 puanı ya da hizmet süresi yetersizliği nedeniyle atanamamış olanların başvurularının geçerlilik süresi 31 Ocak 2007 tarihinde sona erecek.

Bu adaylardan isteyenler gerekli koşulları taşımaları halinde yeniden başvurabilecekler. İngilizce Öğretmenliği ve Okul Öncesi Öğretmenliği/Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliğine, Açıköğretim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği ve Okul Öncesi Öğretmenliği/Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenliği programını tamamlayanlar başvurabilecek.

MEB'e bağlı resmi eğitim kurumlarında sözleşmeli öğretmen olarak görev yapanlar, öğretmenlik için gerekli şartları taşımaları kaydıyla ilk atama kapsamında başvuru yapabilecek. 2 veya 3 yıllık eğitim enstitüsü, eğitim yüksekokulu ve eğitim ön lisans mezunu olup öğretmenlikte adaylığı kaldırılmış olanlardan, açıktan atama biçimiyle tekrar öğretmenliğe dönmek isteyenlerin, ayrıldıkları alandan başvuruları kabul edilecek. Öğretmen lisesi ve ilköğretmen okulu mezunları açıktan atama biçimiyle öğretmenliğe başvuruda bulunamayacak.

Kamu kurum ve kuruluşlarında halen aday devlet memuru olarak görev yapanlar öğretmenlik için başvuramayacak. Açıktan atamayla öğretmenliğe atanmak isteyen adaylar, öğretmenlikten ayrıldığı alanda başvuru yapabilecek.